Satanistlerin inandıkları değerler ve inanç sistemleri vardır. Modern satanistler aşağıda bahsettiğim inanç sistemine sahip değildirler ama buna da saygı duymaktadırlar. Çünkü satanizmin dayandığı temel inanç sistemi budur. Modern satanizm sadece bahsedilen bu inancın modern seküler versiyonudur.
Aşağıda verdiğim ifadelerin pek çoğu da iblis taparlar tarafında da desteklenebilir ifadelerdir.
Tek Tanrıcılığa Eleştiri
Biz satanistlere göre Tek tanrıcı dinin derin problemleri vardır. Tek tanrıcı dinler (Hristiyanlık/Yahudilik ve İslam) bizim sosyal hayatlarımıza ve ilerlememize engel olmaktadır. Daima bilime çelişen bir inanç sistemi içerisindedirler. Bilimsel bir izahat yapıldığında bunu kendi dinlerine malzeme olarak kullanmaktadırlar yada bunu reddeden tezler sürme yoluna gitmektedirler.
Tek tanrılı dinler cinsellik karşıtıdırlar. Ağır sosyal kurallar haricinde tabularla bizleri sınırlamaktadırlar. Bir hristiyan için rahiplik yolunda cinsellik yoktur. Oysa biliyoruz ki fiziksel ihtiyaçları tam olarak karşılanmayan bir insan sürekli takıntılarla yaşayacaktır. Öyle ki kafasından atamayacağı seksapel düşünceler yüzünden akıl hastası bile olacaklardır. Hıristiyan rahipler cinsel fantezilerinden utanmakla kalmayıp kendilerini kırbaçlamaktadırlar. Din onları kendi fiziklerinden nefret eder bir raddeye taşımaktadır. Satanizim özgür bir cinsellikten yanadır. Fakat satanistler sosyal kurallara uyarlar. Karşı tarafın istemediği durumlarda satanistler cinselliği hoş karşılamazlar. Bazı tek tanrılı din guruplarının dedikleri gibi satanizmde tecavüz normal kabul edilebilir bir şey değildir. Toplum komin yaşam içerisinde ise evlilik olmadan da ilişkiye girilebilir. Sosyal kurallar ve toplum yapısı böyle bir tutuculuk sergiliyorsa satanistler diğer dinlerden insanlarla olan temaslarında bu kurala uyarlar fakat satanizm içindeki insanlar birbirleri ile olan ilişkilerinde kendi karar verecekleri gibi yaşarlar. Bir Satanist için günah ve sevap kavramı yoktur.
Doğada diğer dinlerin öngördüğü şekilde bir mutlak düzen yoktur. Doğada var olan şey esasında kaostur. Her şey önceden belirli kurallarla hareket etmezler. Fakat baki fizik kanunları çerçevesinde hareket eden doğanın bu kanunlar çerçevesinde tahmin edilmesi mümkün olabilir. Buradaki tek problem bu fiziksel kanunların ne kadar doğru formulize edildikleridir.
Tek tanrılı hristiyan/yahudi ve islam dinlerinin belirttiği gibi tanrı sonsuz bir kavramsa tüm sonlu cisimlerin sonsuzluğun bir altkümesi olması gerekliliği prensibi ile bir taş, toprak , ateş ve yıldızlar da tanrısallığın bir alt kümesi olacaktır. İnsan sonludur (eni ve boyu vardır) bu nedenle de insanın kendini tanrı olarak görmesinde hiç bir yanlışlık bulunmayacaktır.
Tanrı sadece bir/tek ve kâti ise ikiliğinin de olma olasılığı sorgulanabilir. Bir birlik söz konusu ise tanrı iyi veya kötü değildir. İkilikte ise iyi ve kötü kavramı ortaya atılabilir. Ama doğada Aristocu bir bolean cebiri söz konusu hiç bir zaman olmamıştır. Doğa evet ve hayırlarla ifade edilmemektedir. Bu özellikle orta dönem Hıristiyan toplumların uydurdukları bir saçmalıktır. Her şey bir yüzdelik içerisindedir. Bu yüzdelikteki tam paylıklar (kadın-erkek, gece-gündür (ki gece gündüz arasında ikiye ayrılamayan olmayan sınırlar da vardır. kadın ve erkek arasında da.))
Tek tanrının iyi ve kötülüğünden bahsedilemezse iyilik ve kötülüğe göre bir sınavdan da bahsedilemez. Buna göre cennetten söz etmek imkansızdır. Satanistlerin bir kısmı öldükten sonra hayata inanmaktadırlar. Bu ölülerin gittiği yere cehennem denir.
Var olan Gerçekler
Tek tanrılı dinler eski metinleri büyük ölçüde tahrip ettikleri için şu an için eskiden olan olayların tam olarak nasıl gerçekleştiğini bilmiyoruz ama özellikle Sümer, Babil, Mısır, Aka ve Antik Anadolu milletlerinin bizlere bıraktıkları bilgilerden ve demonografik çalışmalardan bir satanist bir antik din tarihi yazılabilmektedir.
Evren daha atomlar yokken ve enerjinin de ölçülemeyeceği bir zamanda kendiliğinden baba satanın da gözetiminde varolmuştur. Kimileriniz buna big-bang diyebilir. Evrenin varolması ile birlikte canlılığın filizlendiği zamana kadar çok zaman geçmiş olabilir. Fakat bir gurup canlı kesinlikle kendini manupule etmeyi başarmıştır. Bu maniplasyonlar ilk önce kendi fiziksellerinde oldu (Maddesel anlamda). Bu sayede sonsuz yaşamın sırrı bu canlılarca çözüldü. Onlar aynı zamanda evrenin kurallarını bildikleri için bu dört boyutlu evrenimizde rahat hareket edebilir oldular. Bizim evrenlerimiz üç boyutlu cismin hareket evrenidir. Fakat bahsettiğimiz diğer canlılar dediğimiz bu canlılar şuan için bilim adamlarının bildiği 11 adet boyutun hepsini algılıyor olabilirler.
Bir canlı evrendeki kuralları manuple ediyorsa ona tanrı denir. Bu canlılarda manupule yetenekleri ile tanrılaştılar. Biz onlara demon diyoruz.
Dünya üzerinde de evrenin fiziksel kanunlarına uygun şekilde canlılık meydana geldi. Bu canlılardan da yine evrim kuralları ile ilk insanlar oluştu. Bu dönemde bir gurup tanrısal yetenekli canlı dünyaya geldi. Bunlara nefilim denmektedir. Dünya üzerindeki kaynakların işletilmesi için bu nefilimler az gelişmiş insandan gerek gen bilimlerini gerekse başka bilimlerini kullanarak Homo-Eracklus'u meydana getirdiler. İnsanlar köle olarak kullanılıyordu. Satan da dünyaya geldiğinde Homo-Saphiance'nin var olmasına katkıda bulundu.
Satan dünyaya ilk geldiğinde diğer önemli demeonlar ile birlikte öncelikle vücut olarak hayvan vücutlarını kullandılar. Satan ve Deomonlar fiziksek olarak şu anki insana benzer bir fiziğe sahiptiler. Fakat eski tanrıların figürlerinin boynuzlu hayvanlar (boğa, keçi, geyik vb.) olmasının sebebi budur. Satanın en önemli diğer bir simgesi de yılandır çünkü satan insanları DNA sarmalından şekillendirişini böyle anlatmaktadır. Tüm eski tanrıların tarihteki sigillerine ,ve biz şuan bu sigilleri demonografik aydınlanmada kullanmaktayız.
Eski tanrıların aynı zamanda insanlardan olan insan ve tanrı çocukları da oldu. Bu nedenle de insanlığı bu köle zihniyetinden ve diğer nefilimlerden kurtarma girişimi içerisine girdiler. Bunun için de bir savaş kaçınılmazdı. Satanın kardeşi olan ise kökten bir felaket planladı ve bir tür tufan yarattı. (Sami dinler bunu daha sonra nuh tufanı olarak tekrar bizlere pazarlamaya çalıştılarsa da Gılgamış destanında tam olarak ne olduğunu bulabilirsiniz.). Tufan sami dinin dediği gibi büyük bir alanda gerçekleşmemiştir. Daha doğrusu o dönemde Mezapotomya çevresi ve Mısıra açılan alan haricinde medeniyetin olmadığını düşünüyoruz. Mezapotomya havzasını temizlemek isteyen Beelzeb'un büyük bir su baskını yapmıştır. Enlil (Beelzebub) o dönemde insanları kurtarmayı düşünmemiştir. Satan (Enki) ise Uptaniştim'i bu tufandan kurtarmıştır. Daha sonra Uprtaniştim figürü bizlere Nuh diye Yahudiler tarafından anlatılmıştır.
Tufandan kurtarılmak üzere öyle hayvanların gemilere yüklenmesi gibi bir olay söz konusu değildir. Satanistler sadece Uptaniştim'in bu tufandan bir sal ile kurtulup Fırat ve Dicle arasından açık denize oradan da Hindistan'a doğru ulaştığının görüşündedirler.
Satanistler Uptaniştim'i ikinci adem olarak görmezler. Zaten satanistler adem gibi bir yaratılışa inanmazlar. Manuple edilen ilk insanların hepsi (Tek kişi değil. Ensest yok.) Adam ismi ile geçmektedir. İlk DNA manuplasyonuna uğrayanın bir erkek insan olduğundan bahsedilse de insanlığın tamamı o insandan gelmez. Su baskınından birden çok kişi kurtulmuştur. ama bunlar mezopotomya havzası dışında yaşayanlardır.
Uptaniştim Hindistan üzerinden şu anki Urfa'ya oradan da Arap yarımadasına ulaşan bir yolculuk da yapmıştır.
Bir gurup nefilim ise daha sonraları bugünkü İsrail dolaylarında bir yerden ilerleyerek mezepotamya'ya doğru gelirken şehirler kurdular. Sadon ve Gamore en önemli iki İnsan şehridir. Burası köle insanların kaldığı diğer nefilimlerin (unutmayın ki Satan da bir Nefilim'dir.) kaldığı iki şehirdir. Satan, özgür insanlar ve diğer eski tanrılar Sadon ve Gamore'ye çok büyük bir saldırı yapmışlardır. Daha sonra Nefilim yaklaşan bir kuyruklu yıldıza (veya bir gezene) binerek (üzerine yerleşerek) dünyadan uzaklaşmışlardır.
Satan insanlığa tanrısal gelişimi vaat etmiştir. Satana göre tüm insanlık bir gün tanrı olabilecektir. İnsanlar tüm demonları tanrıları olarak kabul etmiştir ve Satanla birlikte (evimizi dolduran ışık) gelişmektedir. Satan ve tüm demonların yaşadıkları yere cehennem adı verilir. Cehenneme Aeveon da denir. Orası Orion takım yıldızının ucundaki en parlak yıldızın işaret ettiği yönde, bilinen evrenin dışındadır.
Cehennemde yanan kazanlar veya acı çeken insanlar yoktur. Cehennem Satanın da kral olduğu dört krallıkla sınırları olmadan (dört kral ama ülkeler yok) yönetilen bir bilgelik yeridir. Cehennem bilinen evremin dışında olduğu gibi diğer boyutları ile bu evreni aurası ile kapsar.
Diğer Dinlerin Çıkışı
İnsanlık yayıldıkça farklı isimlerle farklı şekillerle de olsa hep aynı tanrılara tapmışlardır. Eski mısıra da bakın aynı özellikte tanrıları eski yunana da bakın aynı özellikteki tanrıları (Son dönem Zeus merkezli Hıristiyan etkili yunan mitleri hariç) görürsünüz. İnsanlar tarihlerin getirdiği dinlerini korumuşlardır. Zaten demonlar da dünya üzerine çeşitli zamanlarda adım atıp bizlerle temasa geçmiştir.
Kuzey Mezapotamya'da olan bir halk Mezapotamya içerisinden mısıra bilinen çağ başlarında göç etmişlerdir. Bunlara Yahudiler diyor. Nazarine etkisinde kalan bir mısır kıralı tarihin bir çağında diğer tanrılara delice bir yasaklama getirmiştir bir ara.
Mısırda yaşayan Yahudiler de şüphesiz eski tanrılarına tapmaktaydılar hatta ilk Yahudi dini metinlerine bakarsanız tek tanrıyı göremezsiniz. Fakat mısırdaki bu sosyal karmaşa içerisinde. Nazarine ve Gabrielin etkisi ile Yahudiler tek tanrılı bir inanç oluşturdular. Fakat Mezapotamya'dan aldığı eski bilgilerle eski tanrılarını melekleştirdiler. Bu nedenledir ki Azrail, Mikael, Gabriel, Urihel de Yahudi dini metinlerinde bulunmaktadır.
Yahudilerin sosyal bir ezilme içine girmesi sonucu kendi yarattıkları dini irk merkezli bir platforma taşımışlardır. Yine Yahudilik içerisinden gelen Hıristiyanlık da Yahudi kaynaklı bilgiyi dünyaya yaymışlardır. Bu esnada inanç sistemlerini bozan eski metinleri de lanetlemişler ve imha etmişlerdir. Hatta sonraları eski tanrılarının hepsini kötülük ile eşleyerek (Tek tanrılı inancın iyilikle tarif edilmesi sonucu; zorunda kalınan dualist anlayış ile) bir iblis tanımı yapmışlardır. Satan iblis değildir. İblis bu dinlerce güçsüzlükle ilişkili ama nedense tanrının yok etmediği bir düşmüş melek olmuştur. Oysa aynı dini kaynaklar tanrıların meleklerinin iradesizce ona hizmet ettiklerini anlatırlar. Bu da izahatlarındaki derin hata olarak kalmıştır.
Satanistlere göre İslam'ın Yahudilikten hiç bir farkı yoktur. Tüm üç din eski Yahudilikten çıkmışlardır. Bu nedenle satanistler özellikle İslam'a atıfta bulunmazlar. Islam'da bir satanist için yanlış uydurma bir dindir. Bir Satanist üç dinden birine inanmaktansa hiçbir şeye inanmamayı veya Eski metinlere inanmayı tercih edendir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder